POLİTİKA Haber Girişi : 01 Mart 2011 15:15

BDP ve DTK Mardin'de seçim startı verdi

BDP ve DTK Mardin'de seçim startı verdi
BDP ve DTK Mardin'de düzenlediği "Farklılığımızla Bir Arada Yaşama" konulu toplantı ile Mardin merkez ve ilçelerindeki STK Temsilcisi, seçim startını verdi.
Nusaybinim.com Haber Merkezi
Barış ve Demokrasi Partisi (BDP) ve Demokratik Toplum Kongresi (DTK) Mardin'de düzenlediği  "Farklılığımızla Bir Arada Yaşama" konulu toplantı ile Mardin merkez ve ilçelerindeki STK Temsilcisi, seçim startını verdi.
Mardin Grant Yay Otelinde düzenlenen yemekli toplantıya, DTK Eş Başkanları Ahmet Türk, Aysel Tuğluk, BDP Genel Başkanı Selahattin Demirtaş,  BDP Mardin Milletvekili Emine Ayna, Mardin Artuklu Üniversitesi Rektör Yardımcısı Kadri Yıldırım, Sivil Toplum Kuruluşlarının başkan ve temsilcileri, BDP’nin il yöneticileri ve belediye başkanları ile kanaat önderleri ve çok sayıda kişi katıldı.
Toplantının açılış konuşmasını BDP Mardin İl Başkanı Sedat Dağ yaptı. Dağ konuşmasında yemeğe katılan başta BDP eş başkanı Selahattin Demirtaş, DTK eş başkanı Ahmet Türk ve diğer katılımcılara teşekkür etti.
     İl Başkanından sonra kürsüye gelen DTK Eş Başkanı ve Mardin eski milletvekili Ahmet Türk,konuşmasında Mardin’deki hoşgörü ortamına dikkat çekerek başladı.  Önceki gün vefat eden Necmettin Erbakan’a taziye mesajını sunarak devam ettiği konuşmasında Türk, Erdoğan yerine Erbakan’ın ismini kullandı.
 Mardin'in çok kültürlü çok inançlı halkların birlikte kardeşçe yaşadığını dikkat çeken Türk, konuşmasını şu şekilde sürdürdü:
“Mardin'de ki hoş görü Keşke Türkiye'de olsaydı. Bugün burada görüyoruz ki Arabı, Kürdü, Süryanisi ve Ermenisi bu salonda birlikte bu güzel günü bu coşkuyu yaşıyoruz. İnanıyorum ki  Türkiye'de çok kültürlü, çok farklı inançların bir birini anladığı saygı gösterdiği bir ülke olur. Bizim mücadelemiz barış demokrasi ve  özgürlük mücadelesidir. Halkaların kardeşliğidir. Bizim mücadelimiz bu ülke de Türkiyede ve Kürdistanda yaşayan halkların kardeşçe mücadelesidir. Herkesin özgürce kardeşçe yaşayabileceği bir siyaset mantığını oluşturmaktır. Eğer bu ülkenin kökleri faklı gurupları kimliklerini özgürce ifade edemezse bu ülkede özgürlükten barıştan kardeşlikten söz edemeyiz. Bu yüzden demokrasi mücadelemiz aynı zamanda Türk halkının da özgürlük mücadelesi olarak görülmelidir. Bugün çok önemli bir süreçten geçiyoruz. Dünyadaki dönüşümleri çok iyi izliyoruz. Diktatörlüklerin yıkıldığı halkların devrim mücadelesinin güçlendiği yepyeni bir dönem. 
Sayın Başbakan Mısırda,Tunus'ta Libya'da ki gelişmeler ile ilgili artık halkların sesine kulak verelim  diyor. Ama ülkede farklı inançların farklı kimliklerin taleplerini de gömemezden gelecek. Bu doğru bir anlayış değil. Eğer halkaların özgürleşmesini düşünüyorsa, bugün Türkiye'de 20 milyon kürdün,yine birkaç milyon arabın birkaç milyon farklı kesimlerinin de dilsel, kültürsel taleplerini de görmek durumundadır. Türkiye olarak bugün bir seçim atmosferine giriyoruz. Bizim amcamız bu halkın sesi olmaktır. Biz bu seçimi çok önemsiyoruz. Kürtlerin vazgeçilmez talebi olarak iki maddeyi gündeme getirdik. Bunlardan bir ana dilde eğitim. Bu vazgeçilemez bir hak olarak görüyoruz. İkincisi de demokratik özerklik projesidir. İşe aslında bu seçim Kürtler anadiline sahip çıkıyor mu, Kürtler demokratik özerkliğe sahip çıkıyor mu? Bunu tartışması yaşanacak. Eğer biz yaşadığımız coğrafya da birinci parti olmasak güçlü olmasak, halkın desteğini almazsak yine sayın Erdoğan çıkacak 'bakınız Kürtlerin bir talebi yok. Kürtlerin büyük oyunu ben alıyorum. Bunlar Kürtleri temsil etmiyor' diyecek."
Ahmet Türk’ten sonra kürsüye gelen BDP Genel Başkanı Selahattin Demirtaş ise ”Mardin kararını çoktan vermiş durumda. Bugün Mardin'in bu fotoğrafı her şeyi anlatıyor. Türkiye'de çözülmez dediğimiz bütün sorunların çözümü için yeterlidir. Bakın farklı kimlikler farklı inanç bağlı değişik toplumsal kesimler yüzyıllar boyunca kardeş içinde yaşamışlar. Eğer bugün bütün Türkiye Mardin gibi olabilse, her şey den önce hükümetin zihniyeti Mardin'i anlaya bilse çözmeyeceğimiz hiçbir sorunumuz olmayacak. Ne iyi yaptınız da Mardin'de Yüzyıllarca birlikte yaşamayı her şeye rağmen, bütün kışkırtmalara rağmen başarabildiniz. Mevcut anayasa Türkiye toplumunu tanımıyor. Türkleri dahi inkar eden bir anayasa var. Bu anayasa Türkiye toplumunu tanımayana bir anayasadır.  Her yerde denir ya Kürtleri inkar eden, Alevileri Arapları inkar eden diye. Ben iddiaya ediyorum Türkleri inkar eden bir anayasadır. Türkiye'nin doğasına ruhuna terstir. Yapay bir Türklük oluşturmuştur. Dolayısıyla Türk halkının da bu anayasayı kabul etmesi mümkün değildir. Orda ki tanımların tamamı yapaydır. Sonradan oluşturulmuş dayatılmış anlamlardır. Türkiye bir halklar bahçesidir.
Türkiye'yi tanımlayacaksanız teklikten söz edemezsiniz. Birlikten söz edebilirsiniz. Bizim anlayışımız birlik anlayışıdır, Teklik anlayışı değil.  BDP ve DTK'nın bunu gerçekleşe bileceğini somut olarak gösterebiliyor. Farklılığımızı, Dilimizi, inancımızı koruyarak kendi ana vatanımızda kendi coğrafyamızda özgürce yaşayabiliriz. Aç olmadan yoksul olmadan yaşayabiliriz. Bize dayatılan bize reva görülen bu sistemi kabul etmek zorunda değiliz. Özgür bir yaşamı kazanan kadar. Oy vermekle ülke yönetilmez. Kendi kararlınızı kendiniz vereceksiniz. Biz sizi en iyi biz yönetiriz demiyoruz. Sizi en iyi siz yönetirsiniz diyoruz. Bu BDP'nin farkıdır. Bizim partimizde seçilmiş bir arkadaşın yüksele bileceği en yüksek yer halka hizmetkârlıktır. Medya patronlarının arkamızda olmasına gerek yok. Valilerin kaymakamların arkamızda olmalarına gerek yok onlar makarnasını kömürünü dağıtacaklar. Biz örgülük için yolarda olacağız."
     Toplantı Kürtçe Müzik eşliğinde verilen yemekle devam etti. / Nezir Güneş - Mardinlife